10 Ocak 2015 Cumartesi

Yozlaşan Türk Kültüründe Yatak Odası

Eskiden Türk kültüründe ailelerin yatak odaları mahrem kabul edilir ve oraya çiftlerden başkasının girmesine müsaade edilmez ve böyle bir durum olursa da hoş gözle bakılmazdı. Ancak giderek yozlaşan Türk kültüründe rahatlıkla görebiliyoruz ki, bu kural ortadan yavaş silinmiş ve neredeyse hatırlanmaz hale gelmiş. Özellikle dekorasyon üzerine yapılan televizyon programlarında insanlar yatak odalarını tüm Türkiye’nin gözlerine önüne rahatlıkla serebilmekteler. Özellikle yatak odasına şıklık kattığına inanılan yatak örtüsü modellerini sergilemek ve kimin yatak örtüsü daha güzel diye kıyaslamak için insanlar yatak odalarının kapılarını pek çok insana açabiliyor. Bu konunun bu kadar rahat gelmesindeki ana etmen kültürümüzün giderek yozlaşması ve yabancılaşmasından dolayıdır.


Yatak odasında kullanılan yatak örtüsü modelinin ya da yata örtüsü fiyatları konusunun, o yatak odasına sahip olan çiftten başkasını ilgilendirmemesi gerekmektedir. Ancak ne yazık ki günümüzde televizyonda birbirinin yatak odasına puan veren eğlence programlarını izleyebiliyoruz. Bu işin sadece televizyon yüzü oysaki bu işin asıl koptuğu noktayı sosyal medya oluşturuyor. İnsanlar sosyal medya hesaplarından yatak odalarını ve buradaki tüm mahremlerini çok kolay bir şekilde fotoğraflayıp, sosyal medya hesaplarından paylaşabiliyorlar. Sadece yatak örtüsü modelini göstermek için dahi yatak odasının fotoğraflarını sosyal medya hesaplarına yükleyen binlerce insanın olduğunu düşününce, Türk kültünün ve adap-ı muaşeret kurallarının giderek yok olamaya yüz tuttuğunu rahatlıkla görebilirsiniz.



Eskiden yatak örtüsü gibi ürünler, dükkanların dahi iç kısımlarında satılır ve kimin nasıl bir yatak örtüsü aldığı ulu orta sergilenmezdi. Günümüzde ise bu durum çok fazla normalleştiği için sadece bu ürünleri satmak üzerine kurulmuş onlarca mağaza bulabilirsiniz. Elbette zamanın akışı içerisinde her kültürde değişimler ve farklılıklar olacaktır. Ancak bu kadar kısa bir süre içerisinde böyle bir değişimin yaşanması, gelecek açısından ürkünç bir tablonun ortaya çıkabileceğini gösteriyor. Bir kültürün bir insan nesli dahi değişmeden bu kadar farklılaşması, gelecek nesiller adına kaygı duyulmasını gerektiriyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder