Cumartesi günü, eğlence günüdür. Tüm haftanın yorgunluğunun,
üzerinden atılacağı, tüm gece dışarda olup arkadaşlar ile doyası eğlenip,
muhabbetin edileceği gündür. Cuma günü daha iş çıkışı olmadan önce, her şey cep
telefonları üzerinden planlanmaya başlar. Arkadaşlar whatsapp üzerinden ortak bir gurup açarak, ‘’ bu hafta ne
yapıyoruz ? ‘’ diye, başlayan muhabbet, iş çıkışına kadar, ancak
kararlaştırılır. Birisi der; bu hafta balık tutmaya gidelim, başka birisi;
hayır ! Ne balığı, bu hafta bize gelip, bizde toplanalım, der. Herkes bütün
fikirlerini ortaya dökerek, herkese uygun bir şekilde en sonunda, karar
verilir.
Bizde her hafta, yukarıda yaşanan sürecin aynısı yaşanmakta
olup, her hafta cumartesi günü ne yapılacağının sancısı çekilir. Neyse ki, bu
hafta fazla uzatılmadan, Taksim ‘de bir barda eğlenilmeye karar verildi. Ben
daha önce arkadaşlarım ile bar gittiğim için, mekanın çok keyifli ve rahat
olduğunu biliyorum. Bu yüzden, mekanı teklif eden arkadaşıma, bende destek
verince, herkeste gitmeye karar verdi.
Barın içerideki havası, diğer barlarda olduğu gibi basık,
havasız ve kalabalık değil. İçerisi çok güzel lambader ışıkları ile
aydınlatılarak, hafif jaz müzikler çalınması
ve duvarlarında bir sürü, ünlü sanatçının tablosunun yer alması, mekanın
çok güzel bir havasının olmasını sağlamış. Gerçi tabloların bir yeri bu kadar
güzel değiştireceğini, hiç düşünmezdim. Ama gerçekten de, ünlü ressamların
tabloları ile çok güzel bir hava oluşturmuşlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder